İstanbul'a yaklaşık 3 saat mesafede olan Düzce'ye seyahat etmek fikri hiç aklımda yokken 3 ergenin yoğun baskısı sonucu ertesi gün Düzce'deydim. Yolculuğumun asıl nedeni seyahatten ziyade 3 adamla keyifli vakit geçirmek olsa da hafta sonu yaptığımız Gölcük Tabiat Parkı ve Akçakoca gezilerinde dayanamayıp çektiğim fotoğrafları burada paylaşmak istedim.
Abant ve Yedigölleri anlatan fotograflarda sıkça rastladığımız malum ev :)
Yürüyüş parkurları yada golf arabalarıyla Gölcük Tabiat Parkı kenarında dolaşmak, bol oksijeni teneffüs edebilmek oldukça keyif verici...
Göl sakinlerinden kurbağa kardeş :))
Nilüferler...
AKÇAKOCA
Yeşillikler içinde geçen günün ertesinde istikametimiz yeşil ve mavinin birarada olduğu Akçakoca idi.
Akçakoca'nın ilk yerleşim tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte bölgedeki ilk yerleşimin M.Ö 1200'lerde Trak kabileleri ve Frig'ler tarafından yapıldığı bilinmektedir. Türklerin bölgeye ilk gelişleri ise Anadolu Selçukluları dönemindedir.Sonrasında Bizans egemenliğine geçen şehir, Orhangazi ve Konuralp tarafından ele geçirilerek Osmanlı Beyliği sınırlarına dahil edilmiş.Osmanlı Devleti döneminde Osman Bey'in silah arkadaşı Akçakoca Bey tarafından idare edildiği için şehrin adı Akçaşar olarak değiştirilmiş.
köprünün bir tarafında denizin tadını çıkaran gençler, diğer tarafta ekmek parası için hazırlık yapan balıkçılar..
Sahibini bekleyen balık ağları....
Türkiye'de en fazla fındık üretimi yapılan şehirlerden biri de Düzceymiş. Eğer siz de gezinizi mevsim olarak fındıkların yeni yeni pazara çıkmaya başladığı döneme yani eylül ayı başına denk getirirseniz, bu lezzetlerin tadına varabilirsiniz.