KARADAĞ/KOTOR
Bosna Hersek'ten ayrıldıktan sonraki ilk durağımız arabalı feribotla Hersek Novi'ye oradan da Karadağ'ın tatil cenneti Kotor oldu.Unesco'nun dünya miras listesine aldığı şehirlerden biri olan Kotor, Adriyatik denizine kıyısı olan ve sarp dağlar arasına kurulmuş olan bir turizm şehri.
Şehirde hayat, Venediklilerden döneminde yapılan ve uzun sur duvarlarıyla çevrili olan kalenin içinde geçiyor dersem yanılmış olmam sanırım.
Öyle ki, kalenin içinde, restaurantlardan kiliseye, hediyelik eşya dükkanlarından saat kulesine kadar herşeyi birarada görmek mümkün..
İşte adriyatik'e bakan Kotor sahilleri
Ve, günün sonunda Tiran(Arnavutluk)'a giderken yemek molası verdiğimiz restaurant'ın manzarası :))
ARNAVUTLUK/TİRAN
Yıldırım Bayezıd'ın 14.yy.'dan itibaren akınlar yapmaya başladığı Arnavutluk, 15.yy'dan itibaren Osmanlı topraklarına dahil olmuş. 2. Dünya Savaşından sonra ülkenin başına geçen Enver Hoca, 1985'de ölene kadar 41 yıl ülkeyi aralıksız yönetmiş. Döneminde dünyanın ilk resmi ateist devleti (ülkedeki tüm kilise ve camiler bu dönemde yıktırılmış) olan Arnavutluk, kendi kendine yetme politikası izleyerek neredeyse tüm ülkelerle ilişkilerini kesmiş.
İskender Bey meydanı, Ethem bey cami ve Ulusal mozaik müzesi şehrin önemli yapılarından bazıları..
Yıllarca dinlediğiniz yada okuduğunuz bazı şeylerden etkilenerek kafanızda bazı fikirler oluşur ya, işte Arnavutluk(Tiran ve Kruja) benim için gerçekten tam bir hayal kırıklığı oldu.Açıkçası ben bu kadar fakir ve ruhsuz bir şehir göreceğimi tahmin etmemiştim :(
Arnavutların milli kahramanı İskender Bey heykeli; babası Kastrioti, Kruja'da 2.Murad'a yenilmesinin ardından Osmanlı'ya bağlılığını göstermek için oğlu İskender'i devşirme olarak saraya göndermiş; İyi bir eğitim alan ve Osmanlı ordusunda önemli başarılara imza atan İskender Bey, bir süre sonra fermanda tahribat yaparak o dönemde Arnavutluk'un başkenti olan Kruja kalesine girerek 25 yıl Osmanlı'ya direnmiş ve nihayetinde orada ölmüş. İskender Bey heykelinin başında bulunan boynuzlar Arnavut inadını temsil etmekteymiş:)
Ethem Bey caminden, yoruma gerek var mı:))
Arnavut inadı :)
KRUJA KALESİ
KRUJA kalesinin içinde yapılmış olan İskender Bey müzesinden
AB ile müzakereleri süren Arnavutluk'dan manzaralar; yolun diğer tarafında açıkta kesilmiş küçükbaş hayvanlar vardı ..
BEKTAŞİLİK; 1925 yılında tekke ve zaviyelerin kapatılmasının ardından, bektaşiler Arnavutluk'a gelmiş ve Tiran dünya bektaşilerinin başkenti olmuş ve pir'leri de şu an orada yaşamaktaymış.
Bektaşi dedelerinin yattığı bu türbenin üst kısmında bulunan resimlerde, peygamber efendimiz, hz.ali, hz.fatma ve hz.hasan ve hz.hüseyin resm edilmiş. İslamiyette Hz.Muhammed'i resm etmek yokken bunu görünce oldukça şaşırdığımı söyleyebilirim.
ELBASAN/ARNAVUTLUK
Eski bir Osmanlı kenti olan Elbasan, 1466'da Fatih Sultan Mehmet tarafından feth edilmiş. 500 yıl Arnavutluk kent uygarlığının kalesi olan şehir, 1914'de sırplar tarafından işgal edilmiş ve savaş boyunca Bulgaristan, İtalya ve Avusturya arasında el değiştirmiş.
Yıkadığı oyuncakları asan Elbasan'lı teyze :)
Elbasan'lı amcalar
MAKEDONYA/STRUGA : Arnavutluk'dan sonraki durağımız Makedonya'nın küçük şirin tatil beldesi olan Struga'ydı. Kotor'a göre daha küçük ve sakin bir kasaba izlenimi veren Struga Ohri gölü kıyısında olan bir şehir.
Balkan coğrafyasında çok sayıda tekke var. Bunlardan biri de 18.yy'dan kalma Halveti Hayati Hasan Baba Tekkesi. Zaman zaman sabah namazı sonrası zikir yapılsa da malesef göremedik..
Bosna Hersek yazımda fotoğrafı olan börek fırınından çıkan muhteşem börekler. Biz bu böreğe "boşnak böreği" desek de öğrendim ki aslında tüm balkan ülkelerinin meşhur böreğiymiş:))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder