Yıl boyunca sadece 20 gün soğuk havayı yaşayan ve bunun da ancak 1 haftası yağmurlu olan bir ülkede dolu yağdığını görmek şans mı şansızlık mı bilemeden 3. günümüzde Fes sokaklarındaydık. Osmanlı Devleti'nin fes ihtiyacını karşılayan ve bize göre de ülkeye ismini veren Fes şehri; Cezayir'in Osmanlı topraklarına katıldığı dönemde Fas'a başkentlik yapmıştır.
Fes'de diğer şehirler gibi 3 büyük surla çevrili ve yaklaşık 135 km.'lik yürüyüş yolu olan bir şehir ve girişimiz yine bir kapıdan, Bab Burjud'dan; aslında sağlı sollu dükkanlar ve satıcılar biraz bizim Mahmutpaşa'yı andırsa da, taşımacılığın eşek ve katırlarla ancak yapılabilecek kadar dar sokaklardan oluşması aradaki en önemli fark olsa gerek..
Karavin Cami; bizim Fes'deki ilk durağımızdı. 859 yılında cami olarak yapılan, İspanya'nın hristiyanlarca ele geçirilmesinden sonra oradaki alimlerin Karavin Cami'ne sığınması vesilesiyle medreseye dönüşen ve Fas'ın bağımsızlığını ilan etmesinden sonra da bu özelliği devam eden dünyanın en eski üniversitelerinden biri.
Ebu İnaniye medresesi, Karavin medresesi mevcut talebi karşılayamayınca hadis ilmi için 1350'de bu medrese kurulmuş; yapının ahşabı sedir ağacı, duvarları alçıdan ve en alttaki çiniye benzeyen taş işçiliği ise Fas'a özgü bir el sanatı olan Zeliş.
Günü 24 saate ayırarak dünya bilim tarihine adını yazdıran, bilgisayarın dayandığı sistemin ve sibernetik biliminin temellerini atan El Cezerî'nin(1136-1206) yaptığı hidrolik su saati.
Küçücük kapıların ardında var olan atölyelerden sadece biri..
Fas'ın neresinde olursanız olun yolda böyle bir fırın gördüğünüzde bence hiç kaçırmayın; şansınıza birde mandalina tezgahına denk gelirseniz öğle menünüzü geçiştirebilirsiniz. Daha evvel Antakya'da yediğim mandalinalar kadar lezzetliydiler..
Fes'in en meshur ürünü nedir diye internette bir araştırma yapsanız karşınıza çıkacak olan ilk bilgilerden birisi deridir ve göreceğiniz fotoğraflarda buna benzer karelerden oluşacaktır muhtemelen. Daracık sokakların içinde yer alan dükkanlara girdiğinizde aslında bilindik deri ürünü satan mağazalardan bi farkı yok zannedersiniz; taki terasa çıkmak istermisiniz diye size sorup elinize 1 nane dalı tutuşturulana kadar. Başlangıçta "tamam dericiler kötü kokar ama naneye de gerek yok" diye düşünseniz de bir süre sonra o naneyle bütünleştiğinizi farkediyorsunuz. Rengarenk deri boyama kuyularının fotoğrafını çekme isteğim, malesef yağan yağmurun azizliğine uğradığı için ancak bunları fotoğraflayabildim.
Nacarin Meydanı; Fes'in önemli ve tarihi meydanlarından biri..
Önünden geçtiğimde ne olduğuna anlam veremediğim hatta "dondurulmuş hayvan satıyorlar herhalde" diye düşündüğüm dükkan; biraz uzaklaşınca rerhberimizden öğrendim ki büyü işlerine çok meraklı olan Faslılar için büyü malzemesi satılırmış.
Fas genelinde çoğu yapıyı süsleyen Zeliş atölyesi; 10x20 cm.'lik tuğla bloklarının keserle kırılıp, puzzle gibi birleştirilmesiyle yapılan el sanatı.
CAZABLANKA
Ve 4. günümüzde Casablanka'dayız. Şehre girdiğinizde 3 günümüzü geçirdiğimiz mistik dünyadan daha gerçekçi, daha alıştığımız gibi bir şehir gezeceğimizi hemen hissedebiliyorsunuz. Bizden büyükler Cazablanka'yı bir filmle hatırlasa da malesef film tamamen Holywood stüdyolarında çekilmiş ve şehrin sadece adı kullanılmış. Şehirdeki ilk durağımız, namaz vakitleri dışında kapatıldığı için neredeyse koşarak gittiğimiz dünyanın en büyük camisi olan 2. Hasan Cami.
Arap dünyasının en batı ucunda olması istendiği için Atlas Okyanusu kıyısına ve 20.000 metrekarelik bir alana yaptırılmış 2. Hasan Cami.
2000'li yıllara girerken dönemin Papa'sının "hristiyanlığın 1000'li yıllarında Avrupa, 2000'li yıllarında Amerika'yı hristiyanlaştırdık; 3000'li yıllarda da Afrika Kıtasını hristiyanlaştıracağız" sözleri ve Kore'li misyonerlerin Afrika kıtasında etkin olması (Fildişi sahillerinde misyonerlerin başarılı olup hristiyanlığı devlet dini haline getirdikleri biliniyor) Kral 2. Hasan'ın dünyanın en büyük camiyi yaptırmasına vesile oluyor.
Okyanus kıyısında olduğu için yüksek neme sahip olmasına rağmen, insana burada yaşanabilir hissi veren Cazablanka sokakları..
Cazablanka yolları;
Yukarıdaki yolun sağ tarafı BM meydanı..
Cellaba; Resmi tören ve bayramlarda kral dahil herkesin giydiği Fas'ın yerel kıyafeti. Ayrıca burada ölüm olduğu zaman kadınlar bilinenin aksine beyaz renkli kıyafetler giyerlermiş.
4. günün sonunda istikametimiz yeni sürprizlerle, güneş ışınlarının dik geldiği ülke Marakeş'e ...
Elinize sağlık keyifle okudum
YanıtlaSilteşekkür ederim, mutlu oldum ...
SilZelliç!!!
YanıtlaSil2.hasan cami 3.sirada